Oyun
başlamadan önce çığlıklar atan ve tiyatro salonundaki kadife koltuklar arasında
koşturan çocukların, ilk ‘’gong’’ sesiyle hızla nasıl yerlerine oturduklarına
ve oyun başladığında pür dikkat ve çıt çıkarmadan nasıl bir oyunu başından
sonuna izlediklerine şaşıracaksınız.
Tiyatroya gitmenin sinemaya
gitmekten farksız olduğunu zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Tiyatro öyle bir
kanal ki, çocukların hem kalbine hem de beynine söz geçirebiliyor. Çünkü
sahnede sergilenen olay, bize göre ne kadar ‘’gösteri’’ ise, çocuklar için o
kadar ‘’gerçek’’. Yerlere çöp atan bir
çocuk sahneleniyorsa örneğin ve oyunun sonunda bu çocuk bir ders alıyorsa. Bilin ki aslında
sahnedeki oyuncunun dışında ders alan biri daha var, o da çocuğunuzun ta
kendisi!
Tiyatro oyunları çocuklara tam
da onların anlayacağı dilden; hayal dünyalarına ait, abartılı sözcüklerle ve de
şatafatlı renklerle süslenmiş öyle doğru mesajlar veriyor ki... Çocukların
dilinden çocuklara doğruları öğreten; hayvanları koruma, iyilik yapma,
küçüklere sevgi, büyüklere saygı aşılayan yegane öğretmenler.
Tiyatro
oyunları, çocuklara ders verirken aynı zamanda onların algılama yeteneğini de
geliştiriyor, üstelik çocukların rol yaparak öğrenmelerini ve öğrendiklerini
hayatlarına kolayca entegre etmelerini de sağlıyor.
Tiyatro
insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı’dır. Lütfen çocuğunuzu bu eşsiz
sanat dalından mahrum bırakmayın ve onu yılda en az 2 defa bir çocuk oyununa
götürün.
Haydi
Tiyatro sezonu açıldı!
Bu yazı alternatifanne.com 'da yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder