1 Kasım 2013 Cuma

Kardeş geliyooor !!


Önceki yazı: Kardeş Şart!


Bir kardeş yapmak şu an bizlerin şartlari icin çok zor görünse de önce var olan düzeni şöyle değistirmek ve şunlara dikkat etmekte fayda var. Ben başıma gelenlerden tecrübeliyim, işinize yarar belki bu yazıklarım;

-Öye bir sistem kurun ki bu çark siz olmadan da dönsün! Ne demek istediğimi okudukça anlayacaksınız..

-İlk çocuğunuza çok düşkünsünüz her şeyini ben yapayım, aman bensiz uyumaz, aman bensiz yemek yemez! Demeyin. Bundan vazgeçin. Bu altın kural!

-ilk çocuğu babaya devredin yavaş yavaş... Babayla bütün gününü geçirebilecek duruma gelsin, babası ona her öğününü yedirebilsin (çok önemli), çişini-kakasını yaptırabilsin, altını temizleyebilsin..vs

 -Mümkünse hamile kalmadan önce veya siz hamileyken, her haftasonu 1 kez babayla dışarı çıksınlar. Alışverişe, parka, tiyatroya, ekmek almaya..

-Babanın yanı sıra anane, babaanne, diğer akrabalardan kim varsa yakınınızda 1-2 saat de olsa orada tek kalabilsin. Haftada hatta ayda 1 bile olsa. Oyuncaklarını götürün oraya, orası bir oyun atölyesi gibi olsun. Her defasında oraya koşarak gitsin.

-Tiyatro yaşı geldiyse yine baba veya yakınlarla gitmeye alışsın. 3 yaş dediğine bakmayın gişelerde 2,5 yaştan itibaren götürmeyi deneyebilirsiniz. Bunların hepsine başlarda siz de katilin gerekiyorsa ama sonra turlu bahanelerle 3. kişi olmaktan çıkın ve artık bu tur aktivitelere siz katılmayın.

-Çocuğunuzla birlikte tek başiniza yaptığınız aktivitelerinize düzenli devam edin elbette; resim yapmak, kitap okumak, oyun oynamak. Bunları bebek doğduktan sonra da yapacaksınız tabi.

-Özellikle gece çocuğunuzu uyutma ve gece uyandığında onu oyalama vs kısımları MUTLAKA babaya devredin. Çünkü bebek dünyaya geldiğinde resmen sizin koynunuzda yaşayacak bir müddet.

-İlk çocuğunuzu doğurduğunuzda yaptığınız her şeyi hatırlayın; günde 7-8 kez alt değiştirme, 2’şer saat arayla emzirme, devamlı kucakta gaz sancısı için gezdirme, masaj yapma, yıkama, yağlama vs vs her şeyin %90’ini siz yapıyordunuz. Simdi de bunları siz yapacaksınız. Haliyle ilk çocuğunuza ayıracağınız çook az vaktiniz kalacak.

-Azıcık boş vaktiniz kaldığında belki uyumak, dinlenmek veya sıcak bir duş yapmak isteyeceksiniz. Bu zamanlarda büyük çocuğu birinin verimli bir şekilde oyalaması lazım.

-İşin kötü yanı; her ne yaparsanız yapın, ilk çocuk büyük bir şoka girmiş olacak. Ve kim oyalamak isterse istesin, hep sizi isteyecek. Kimse sizin yerinizi dolduramayacak aslında. Size düşkünse bu düşkünlüğü kat be artıp, sizi kaybetme korkusuna dönüşecek. Onu her zaman çok sevdiğinizi ve artık büyük bir aile olduğunuzu, ona olan sevginizin hiç değişmeyeceğini hatta daha da arttığını anlatı ona.

-ilk çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun bir saltanatı var. Bugüne kadar her sohbette onun adı geçmiş, herkes onu görmeye gelmiş, her şey ona alınmış vs ama artık başka birinden bahsediliyor??

-Kıskanması çok doğal bir tepki. Sadece sizin bu kriz yonetimini doğru yapmanız gerekiyor. Eğer buna haliniz yoksa tepkileriniz daha da sertleşir ve ilk çocuğun 'benim yerime başka çocuk aldılar' düşüncesi kendince daha da pekişir.

-İlk çocuğu devredebildiğiniz kadar başka birine devredin tabi. Ama biz bunu ne yazık ki başaramadık. Bebeğim ne emzik alıyor, ne de oğlumla dışarı çıktığımda, eve sağıp bıraktığım sütü biberonla içiyordu. Ancak max. 1 saatlik park kaçamakları yapıyorduk oğlumla ve tabi bu ona hiç yetmiyorduL

-Oğlumu her gece ben yatırıyordum, gece kabus gördüğünde de yine ben ilgileniyordum. Bebek doğduktan sonra bebeği emzirirken bu tür şeylerin hiçbirini yapamaz oldum. İlk günler gece yarısı oğlum ‘annem gelsin!!’ diye ciyak ciyak ağlarken, bebeğim de ‘ingaaaa memee!’ diye nefesi kesilene kadar ağlıyordu içerde.

-Oğlum kucağıma gelip bana öyle bir sarılıyordu ki onu kucağımdan indirip salonda krize giren bebeğime süt vermeye gitmem imkânsızlaşıyordu. Vatoz gibi yapışıyordu Efe bana:) Nasıl sımsıkı bir sarılma size anlatamam. Biberon ve emzik almayan bebeğe yapacak bir şey olmadığından, mecburen oğlumu ağlarken odada (babayla, babaanneyle) bırakıp, salonda kızımı emziriyordum. Oğlum öyle ağlıyordu ki içerdeL  o zamanlar üzüldüğüm kadar hiçbir zaman üzülmeyeyim inşallah.

-Babayla uyumaya alışkın olsaydı oğlum, ben kızımı emzirirken hiçbir şeyin farkında olmadan babayla uykuya devam ederdi.

-Eğer yaşı geldiyse bebek doğmadan çocuğun kreşe başlaması da çok önemli! Hem bebek geldi beni kapı dışarı ettiler diye düşünmesin hem de siz bütün gün bebekle ilgilenirken, ikinci planda kalmasın çocuk diye.

-Ben oğlum kreşe giderse çok hastalanır ve eve (bebeğe) çok hastalık getirir diye korktuğumdan onu bebek öncesi kreşe vermedim. Ama ne oldu, bebeğim daha 45 günlükken grip oldu ve grip bronşiolite döndü! Kreşe göndermeyeyim, eve hastalık gelmesin diye boşuna dert etmişim! Bir şekilde hastalık eve giriyor. Kasım ayı tam da hastalıkların başladığı ay zaten.

-Kreşe vermeyi ertelememin bir diğer sebebi de, evde bizimle yaşayan (1,5 senelik) bakıcı ablamızla oğlumun iyi anlaşması ve onunla harika vakit geçirmesiydi. Ama akraba olmayan birine bu kadar güvenmek de en büyük hatam idi! Her ne kadar ablası varken hala oğlum odaya dan diye girip bebeğin emmesini engellese ve bebeği uyurken uyandırsa da; ablasının bebek daha 1 aylık bile olmadan  gidişi (kaçışı), oğlumu çok sarstı!

-Kardeş gelmek üzereyken hayatınızda büyük değişiklikler yapmayın! Yeni bakıcı, yeni ev vs vs! ASLA! (Ama bebek odasını hamileyken hazırlayın, cünkü büyük çocuk henüz bir şey anlamıyor. Ama onun odasını, yatağını vs kardeşe vermeyin. Biz şöyle yaptık. Oğluma güzel bir yatak aldık. Yeni yatagı koyabilmek için eski yatagını diğer odaya kaldırdık mecburen. Sonra diğer odayı kızıma oda yaptık, yavas yavas)

-Bebeğim 4 aylıkken, oğlumu kreşe verdim. Önce günde 1-2 saat birlikte gitmeye başladık. Her sabah süt sağıyor, kızıma bırakıyordum. Annem, kayınvalidem 1,5 ay her gün bana taşındılar. Sağmaya sağıyordum ama içiyor muydu? Belki 1 yemek kaşığı kadar anca. 2 saat aç karnına beni bekliyordu kızım. Verilen her şeyi de reddediyorduL

-Neyse 1,5 ay oğlumla kreşe gidip geldim. Ve oğlum orda bir birey sayıldığı için o kadar onore oldu ki. Çünkü evde hep ‘Cemre’nin abisi’ idi.Devamlı ikinci plandaydı, yapacak bir şey yoktu. Cemre'yi yokedemezdim:) Okula her sabah gittiğinde ‘Günaydın Efe’ diyorlardı ona, Efe (ki hiç cevap vermeyen bir çocuktur), ‘Günaydın!’ diyordu gülümseyerek.

-Vesselam 1 sene oldu! Oğlum 4 yaşına girmek üzere, kızım 1 ay sonra 1 yaşına girecek. Oğlum kreşini hala çok seviyor! Geç de olsa bizi  kurtaran ve her şeyi yoluna sokmamızı sağlayan  kreşimizdi. Oğluma ve bana gösterdikleri ilgi ve alakadan dolayı onların hakkını ödeyemem.

-(Teşekkür kısmı bu kısmıJ) Diğer yandan her zaman yanımda olarak elinden geleni fazlasıyla yapan babamız,  sonra kayınvalidem, annem her şeyi yoluna sokan onlardı. Hiçbirinin hakkını ödeyemem.

Bizim hikayemiz böyle. Hala kıskançlık krizlerimiz oluyor ne yalan söyleyeyim ama bizler bunun olağan olduğunu farkettikçe ki bunu farketmemiz 1 seneyi buldu:P başetmemiz daha da kolaylaşıyor ve gitgide daha da kolaylaşacak.

Ben ettim siz etmeyin diye tecrübelerimi paylaştım. İşinize yarayan kısmı varsa alın, kendinize uyarlayınJ Umarım her şey sizler için çok daha kolay ve güzel olur.


Dualarım sizinle:P


2 yorum:

  1. ben de benim minok'a bir kardeş düşünüyorum o yüzden bu yazı çok yol gösterici oldu. teşekkürler
    mommyslifetime.blogspot.com

    YanıtlaSil
  2. çok teşekkür ederim:) inşallah olsun bi bebişiniz daha:) sevgiler...

    YanıtlaSil

Sosyal medyada var olmanın dayanılmaz ağırlığı

Pek çoğumuz için sosyal medyaya giriş, şüphesiz Facebook’la başlamıştır. Sadece tanıdığımız insanlarla arkadaş olmaktan ibaret olan, da...