Önceki yazı: Kardeş Şart!
Bir kardeş yapmak şu an bizlerin şartlari icin çok zor
görünse de önce var olan düzeni şöyle değistirmek ve şunlara dikkat etmekte fayda var. Ben başıma gelenlerden tecrübeliyim, işinize yarar belki bu yazıklarım;
-Öye bir sistem kurun ki bu çark siz olmadan da dönsün! Ne demek istediğimi okudukça
anlayacaksınız..
-İlk çocuğunuza çok düşkünsünüz her şeyini ben yapayım,
aman bensiz uyumaz, aman bensiz yemek yemez! Demeyin. Bundan vazgeçin. Bu altın
kural!
-ilk çocuğu babaya devredin yavaş yavaş... Babayla bütün
gününü geçirebilecek duruma gelsin, babası ona her öğününü yedirebilsin (çok önemli),
çişini-kakasını yaptırabilsin, altını temizleyebilsin..vs
-Mümkünse hamile kalmadan önce veya siz hamileyken, her haftasonu 1 kez babayla dışarı çıksınlar.
Alışverişe, parka, tiyatroya, ekmek almaya..
-Babanın yanı sıra anane, babaanne, diğer akrabalardan kim
varsa yakınınızda 1-2 saat de olsa orada tek kalabilsin. Haftada hatta ayda 1
bile olsa. Oyuncaklarını götürün oraya, orası bir oyun atölyesi gibi olsun. Her
defasında oraya koşarak gitsin.
-Tiyatro yaşı geldiyse yine baba veya yakınlarla gitmeye
alışsın. 3 yaş dediğine bakmayın gişelerde 2,5 yaştan itibaren götürmeyi
deneyebilirsiniz. Bunların hepsine başlarda siz de katilin gerekiyorsa ama
sonra turlu bahanelerle 3. kişi olmaktan çıkın ve artık bu tur aktivitelere siz
katılmayın.
-Çocuğunuzla birlikte tek başiniza yaptığınız aktivitelerinize
düzenli devam edin elbette; resim yapmak, kitap okumak, oyun oynamak. Bunları
bebek doğduktan sonra da yapacaksınız tabi.
-Özellikle gece çocuğunuzu
uyutma ve gece uyandığında onu oyalama vs kısımları MUTLAKA babaya devredin.
Çünkü bebek dünyaya geldiğinde resmen sizin koynunuzda yaşayacak bir müddet.
-İlk çocuğunuzu doğurduğunuzda yaptığınız her şeyi
hatırlayın; günde 7-8 kez alt değiştirme, 2’şer saat arayla emzirme, devamlı
kucakta gaz sancısı için gezdirme, masaj yapma, yıkama, yağlama vs vs her şeyin
%90’ini siz yapıyordunuz. Simdi de bunları siz yapacaksınız. Haliyle ilk
çocuğunuza ayıracağınız çook az vaktiniz kalacak.
-Azıcık boş vaktiniz kaldığında belki uyumak, dinlenmek
veya sıcak bir duş yapmak isteyeceksiniz. Bu zamanlarda büyük çocuğu birinin
verimli bir şekilde oyalaması lazım.
-İşin kötü yanı; her ne yaparsanız yapın, ilk çocuk büyük
bir şoka girmiş olacak. Ve kim oyalamak isterse istesin, hep sizi isteyecek.
Kimse sizin yerinizi dolduramayacak aslında. Size düşkünse bu düşkünlüğü kat be
artıp, sizi kaybetme korkusuna dönüşecek. Onu her zaman çok sevdiğinizi ve
artık büyük bir aile olduğunuzu, ona olan sevginizin hiç değişmeyeceğini hatta
daha da arttığını anlatı ona.
-ilk çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun bir saltanatı var.
Bugüne kadar her sohbette onun adı geçmiş, herkes onu görmeye gelmiş, her şey
ona alınmış vs ama artık başka birinden bahsediliyor??
-Kıskanması çok
doğal bir tepki. Sadece sizin bu kriz yonetimini doğru yapmanız gerekiyor.
Eğer buna haliniz yoksa tepkileriniz daha da sertleşir ve ilk çocuğun 'benim
yerime başka çocuk aldılar' düşüncesi kendince daha da pekişir.
-İlk çocuğu devredebildiğiniz kadar başka birine devredin
tabi. Ama biz bunu ne yazık ki başaramadık. Bebeğim ne emzik alıyor, ne de
oğlumla dışarı çıktığımda, eve sağıp bıraktığım sütü biberonla içiyordu. Ancak
max. 1 saatlik park kaçamakları yapıyorduk oğlumla ve tabi bu ona hiç
yetmiyorduL
-Oğlumu her gece ben yatırıyordum, gece kabus gördüğünde
de yine ben ilgileniyordum. Bebek doğduktan sonra bebeği emzirirken bu tür
şeylerin hiçbirini yapamaz oldum. İlk günler gece yarısı oğlum ‘annem gelsin!!’
diye ciyak ciyak ağlarken, bebeğim de ‘ingaaaa memee!’ diye nefesi kesilene
kadar ağlıyordu içerde.
-Oğlum kucağıma gelip bana öyle bir sarılıyordu ki onu
kucağımdan indirip salonda krize giren bebeğime süt vermeye gitmem
imkânsızlaşıyordu. Vatoz gibi yapışıyordu Efe bana:) Nasıl sımsıkı bir sarılma size anlatamam. Biberon ve emzik almayan bebeğe yapacak bir şey
olmadığından, mecburen oğlumu ağlarken odada (babayla, babaanneyle) bırakıp,
salonda kızımı emziriyordum. Oğlum öyle ağlıyordu ki içerdeL o zamanlar üzüldüğüm kadar hiçbir zaman
üzülmeyeyim inşallah.
-Babayla uyumaya alışkın olsaydı oğlum, ben kızımı
emzirirken hiçbir şeyin farkında olmadan babayla uykuya devam ederdi.
-Eğer yaşı geldiyse bebek
doğmadan çocuğun kreşe başlaması da çok önemli! Hem bebek geldi beni kapı dışarı ettiler diye
düşünmesin hem de siz bütün gün bebekle ilgilenirken, ikinci planda kalmasın çocuk
diye.
-Ben oğlum kreşe giderse çok hastalanır ve eve (bebeğe) çok
hastalık getirir diye korktuğumdan onu bebek öncesi kreşe vermedim. Ama ne oldu,
bebeğim daha 45 günlükken grip oldu ve grip bronşiolite döndü! Kreşe
göndermeyeyim, eve hastalık gelmesin diye boşuna dert etmişim! Bir şekilde
hastalık eve giriyor. Kasım ayı tam da hastalıkların başladığı ay zaten.
-Kreşe vermeyi ertelememin bir diğer sebebi de, evde
bizimle yaşayan (1,5 senelik) bakıcı ablamızla oğlumun iyi anlaşması ve
onunla harika vakit geçirmesiydi. Ama akraba olmayan birine bu kadar güvenmek
de en büyük hatam idi! Her ne kadar ablası varken hala oğlum odaya dan diye
girip bebeğin emmesini engellese ve bebeği uyurken uyandırsa da; ablasının
bebek daha 1 aylık bile olmadan gidişi
(kaçışı), oğlumu çok sarstı!
-Kardeş gelmek üzereyken hayatınızda büyük değişiklikler
yapmayın! Yeni bakıcı, yeni ev vs vs! ASLA! (Ama bebek odasını hamileyken
hazırlayın, cünkü büyük çocuk henüz bir şey anlamıyor. Ama onun odasını, yatağını
vs kardeşe vermeyin. Biz şöyle yaptık. Oğluma güzel bir yatak aldık. Yeni yatagı koyabilmek için eski yatagını diğer odaya kaldırdık mecburen. Sonra diğer odayı kızıma oda yaptık, yavas yavas)
-Bebeğim 4 aylıkken, oğlumu kreşe verdim. Önce günde 1-2
saat birlikte gitmeye başladık. Her sabah süt sağıyor, kızıma bırakıyordum.
Annem, kayınvalidem 1,5 ay her gün bana taşındılar. Sağmaya sağıyordum ama
içiyor muydu? Belki 1 yemek kaşığı kadar anca. 2 saat aç karnına beni
bekliyordu kızım. Verilen her şeyi de reddediyorduL
-Neyse 1,5 ay oğlumla kreşe gidip geldim. Ve oğlum orda
bir birey sayıldığı için o kadar onore oldu ki. Çünkü evde hep ‘Cemre’nin abisi’
idi.Devamlı ikinci plandaydı, yapacak bir şey yoktu. Cemre'yi yokedemezdim:) Okula her sabah gittiğinde
‘Günaydın Efe’ diyorlardı ona, Efe (ki hiç cevap vermeyen bir çocuktur), ‘Günaydın!’
diyordu gülümseyerek.
-Vesselam 1 sene oldu! Oğlum 4 yaşına girmek üzere, kızım
1 ay sonra 1 yaşına girecek. Oğlum kreşini hala çok seviyor! Geç de olsa bizi kurtaran ve her şeyi yoluna sokmamızı
sağlayan kreşimizdi. Oğluma ve bana
gösterdikleri ilgi ve alakadan dolayı onların hakkını ödeyemem.
-(Teşekkür kısmı
bu kısmıJ) Diğer yandan her
zaman yanımda olarak elinden geleni fazlasıyla yapan babamız, sonra kayınvalidem, annem her şeyi yoluna
sokan onlardı. Hiçbirinin hakkını ödeyemem.
Bizim hikayemiz böyle. Hala kıskançlık krizlerimiz oluyor
ne yalan söyleyeyim ama bizler bunun olağan olduğunu farkettikçe ki bunu
farketmemiz 1 seneyi buldu:P başetmemiz daha da kolaylaşıyor ve gitgide daha da kolaylaşacak.
Ben ettim siz etmeyin diye tecrübelerimi paylaştım.
İşinize yarayan kısmı varsa alın, kendinize uyarlayınJ Umarım her şey sizler
için çok daha kolay ve güzel olur.
Dualarım sizinle:P
ben de benim minok'a bir kardeş düşünüyorum o yüzden bu yazı çok yol gösterici oldu. teşekkürler
YanıtlaSilmommyslifetime.blogspot.com
çok teşekkür ederim:) inşallah olsun bi bebişiniz daha:) sevgiler...
YanıtlaSil