25 Nisan 2012 Çarşamba

Zamane annelik



Annelik zor değildi de bizler zorlaştırdık benceJ 
Memeyi bırakmak, uyutmak, uyutamamak, azıcık ağlatmak sorun değildi annelerimiz için;
belki daha fazlası da sorun değildi.. bizler tuhaflaşmışız.
Çok okumak da iyi mi ? Bazen iyi değil belki de, hayatı zorlaştırıyor.

Şimdi ikinci bebeğime hamileğim.
Ve ilk göz ağrım, oğlum 27 aylık oldu. Bunu ay olarak söylemek bile komik geliyor artık, diğeri 10 küsür haftalıkken karnımdaJ ‘Küsür’ diyorum çünkü inanın haftasını bile aklımda tutamıyorum bu seferJ
Oğlumda ise dakikası dakikasına bilirdim kaçıncı hafta, kaçıncı saat, kaçıncı dakikada olduğumuJ Yürürken bile dikkat ederdim, sanki çocuk düşecekti hızlı yürürsem hahaha.

Yüzümde gülücükler açıyordu o zamanlarda. Sanki herkes bilmeliydi hamile olduğumu.
Dünyada kaç hamile insan vardı ki benden başka zaten!?
'-Sizde bugün bir güzellik var' diyen herkese '–ah hamileyim de!' diyordum hemen:D

Daha ilk aylarda, bana göre kocaman bir karnım vardı artıkJ Ama nedense ben söylemeden kimse farketmiyordu . Alışveriş yaparken bile açıklama yapıyordum; '-hamileyim de pantalonlarım dar geliyor'
'–aa kaç aylık?' diyorlardı. '-6 haftalık' deyiveriyordum. '–O kaç oluyor ki?' diyen gözlerle bakıyorlardıJ  Bunu bilmiyor olmaları cok tuhaftıJ Hayatta ‘ben’den daha önemlisi yoktu, cunku ben bir ‘bebek’ taşıyordum karnımda. Egom tavan yapmıştı daha doğum yapmadanJ

Bir bebek istediğimize karar verdiğimizde, bunu eşim ve benden sonra ilk bilen doktorumuzdu. Önce testler yaptırdık, ben folik asit içmeğe başladım 3 ay öncesinden. Her gün koca bir bardak süt, et, yeşillik, meyve yiyordum. Ömrümü sadece bu 9 aylık süreç sayesinde uzatmışımdırJ Çok dengeli besleniyordum çok! Çünkü hayat artık bebeğimden ibaretti. Dünya yıkılsa umrumda değildi valla kusura bakmasındı kimse.

Vesselam..
 9 ay 7 gün sonra nihayet doğdu oğlum. 
Hamileliğim süresince doğum öncesi kurslara gittim, en az bir doğum hemşiresi kadar iyi biliyordum artık herşeyi. Zira doğumhaneye girdiğimin 15.dakikasında oğlum zırt diye doğmuştu. E ıkınma provası yaptırmışlardı bize kursta boru değildi. Doktorlar bile hayret etmişti. Bilmiyorlardı ki ben artık 'okullular' kadar psikopata bağlamıştım, herseyi biliyordum herseyi!:)

Neyse daha o kurslara gittiğim dönemde, bebek için 2 yaşa kadar emzirmenin önemli olduğunu idrak ettim ve ‘2 yaşa kadar emzireceğim’ dedim. Neyse tabi emzirmek bir süre sonra o kadar kolay geldi ki.. emzirince zırt uyuyordu bizimki.  Uyku eğitimi’nin varlığından bihaber yaşadım uzunca bir süreJ

Uzunca bir süre böyle de devam ettik. Ben bir uyku eğitimi vermem gerektiğini idrak ettim yavaş yavaş (uykusuz anneler kulübü sayesinde). Ama sitede benim gibi herhangi bir 24 ay üstü anneye de rastlamadım. Herkes bebeğine uyku eğitimi vermekten bahsediyor. İçten içe kızdım hepsine, bu kadar erken farkında olmalarına:D benimki artık bebek değil, bir çocuktu çünkü.

Kimse bir çocuğu memeden kesmek (sitelerde böyle bahsediliyor, ben özellikle ‘memeyi bırakmak’ demeye özen gösterdim) hakkında yazı yazmıyor, ama yüzlerce yazı var ‘emzirmenin şahane bir şey olduğunu ifade eden’.  Ya da kimse 24+ aylık bir çocuğa bu saatten sonra nasıl uyku alışkanlığı edindireceğimizden bahsetmiyor yada çok kısıtlı bahsediyor.

devamı için:  27.ayda memeye veda yazımı okuyunuz:)


24 Nisan 2012 Salı

27. Ayda memeye veda



27 aydır her gece en az 4-5 kez memeye uyanıyordu oğlum. 
Kendi uykusuzluğumdan ve gün içerisindeki saçmalamalarımdan, unutkanlıklarımdan, tahammülsüzlüklerimden.. vs tamamen vazgeçtim ama bu yaştaki bir çocuk artık deliksiz uyumalıydı!
Uyku alışkanları konusunda uzman olan ve araştırmalar yapan nörolog bir abim: –2 yaşında çocuk! hala deliksiz uyumuyor mu? diye sorduğunda kafama dank etti.
Ama dedim ya hep oğlumun ‘en zor dönemiydi’ deyip erteledim memeyi bırakmayı.

Bilmiyordum ki her gecen günün daha zor olacağını! :)

24 aylık olsun memeden keseceğim dedim.
Böylece memesiz ve kesintisiz uyuyacaktı. 2 yaşına girdiği gün oğlum tamamen değişti ve sinir krizleri geçiren bir tip oldu! (2 yaşımıza ve 2 yaş sendromumuza girmiş olduk aynı gün. 2 mum değil 4 mum üflesek azdı..)

  –Şu an meme filan bıraktıramam! çok zor bir dönemde ! dedim ve erteledim bu süreci.
Aradan günler hatta aylar geçtiJ her geçen gün hep bir şey çıktıJ Tam sinir krizleri azaldı dedik. Anlamadığımız bir alerjisi çıktı bu sefer de. Vücudunda kızarıklıklar oluşuyordu kaşınıyordu vs..
(not: oğlum bebekliğinde süt, et vb tüm alerjileri yaşadı, 18.aydan sonra rahata kavuştuk. Gitmediğimiz doktor kalmamıştı). Böyle bir alerji safhasında çocuğu memeden kesmek için deli olmak lazımdı.

Neyse.. Günler sonra anladık ki..
meğer çocuğun vücudunda çıkan bu kızarıklıklar dişi sivri sineklerin bize bir oyunuymuşJ
Biz alerjiden yana çok çektiğimiz için, aklımıza başka bir şey gelmemesi normaldiJ Neyse onu alerji zannedip bir süre de onun geçmesini bekledik hahaha. Ta ki duvarda karnı tıka basa doymuş bir sivrisinek görene kadarJ. (Sivrisinekler benimle hala dalga geçiyor olmalı).

Bu meseleyi de (yani bir karmaşayı da(?))  bir şekilde ortadan kaldırdık dedik.
Bu sefer de bizim ev taşıma durumumuz çıktı.  -‘Taşınmak’ büyük bir travma zaten çocuk için şu an memeyi bıraktıramam dedi  pedogog içsesim:P

Taşındık.
Biraz eve alışsın, şu an odaları bile birbirine karışıtırıyor çocuk hiç sırası değil! dedim. Eşim;  – e anası kılıklı dediJ bunun travmayla ne alakası varDoğru ben de karıştırıyordum:D

Neyse.. Bu sefer hamile olduğumu öğrendimJ Hem de tamamen plan dışı. Eve yeni taşınmıştım, ne taşımadığım koli ne halı ne de masa kalmıştıJ Ayrıca ikinci bir çocuk odasına da yer yoktu:=) En kötüsü de oğlum hala emiyordu!!

1 kereden bir şey oluyordu, öğrenmiş olmuştukJ Neyse 2 sene sonraki kardeş planımızı biraz öne çekmiş olduk sadece. Hemen yeni duruma adapte olduk ailecek. Oğluma kardeş geliyordu yuppi!

Şimdi bir yandan bebeği nereye yatıracağım? telaşım, bir yandan mide bulantılarım ve bir yandan da memeyi nasıl keseceğim paniğim başlamıştıOğlumu memeden kesmek artık kaçınılmaz olmuştu. 2 yaşına girdiği günkü laflarımı hatırladım –şu an bunu oğluma yapamam çok zor bir dönemde!..
allah dedi ki bana –al sana zor dönem!:))


Vesselam.. 
yaklaşık  15-20 gün önce oğluma –artık büyüdüğünü ve memeyi bırakması gerektiğini anlattım.
Bir winnie the pooh hikayesi dinler gibi dinledi başlardaJ bu ilk aşamaydı.
Böyle olacağı belliydi zaten; -bu kadın ne içiyorsa bana da ondan getirin.. tavırları çok normaldiJ

İkinci aşama: Gündüz uykularında zaten haftada 1-2 kez belki emziriyordum (evde olduğum zamanlar sadece). Diğer günler ablası uyutuyordu kitap okuyarak ve biraz kucağında pışpışlayarak. Önce bu 1-2 kezleri de kaldırdım. Eğer o gün evdeysem de oğlumun uyku saatinde mutlaka dışarı çıktım; alışveriş yaptım, sinemaya gittim (fırsattan istifadeJ)..
Bu arada güzel bir şey oldu oğlum kendiliğinden artık gece hiç uyanmamaya başladı. Benim amacım gece memesini en son kesmekti ama kendiliğinden hızlandı süreç.

Üçüncü aşama: memeci bıdıkların en çok sevdiği şey ‘sabah uyanınca meme emmektirJ’ (Aforizma gibi oldu:). Onu bıraktırdım bu sefer de, tabi ağlıyordu hatta sinirden çıldırıyordu. Çizgi film açmayı denedim, 1 gün kandı ikinci gün kanmadı. Balığı Nemo’nun çok acıktığını ve acilen mama vermemiz gerektiğini söyleyerek yataktan kaldırdım, bunu da bir gün yedi sadeceJ
Üçüncü gün artık memede ısrarcı olmadı ama kucağımda bana sarılarak ayılmak istedi. Ok sorun yoktu.

Dördüncü aşama ise: sabah yada gün içinde bana sarıldığında, ki sanırım benden kopmak istemediği için psikolojik olarak böyle bir eğilim başladı bu dönemde. Memeyi bırakmanın ikimiz için de bir ayrılık olmadığını tam tersi birbirimize daha çok bağlanacağımızı, daha çok vakit geçireceğimizi söyledim. Seni hiç bırakmayacağım. Hep yanındayım. Hayatımızda hiçbir sey değişmeyecek, sadece artık gece daha güzel uyuyacağız, ertesi gün daha enerjik olduğumuz için daha çok oyun oynayacağız dedim durdum günlerce. (Kendimi mi onu mu telkin ediyordum bilemiyorumJ)

Beşinci aşama: İşte en zor kısmı buydu benim için. Çocuk 27 ay memeyle uykuya dalmış. Simdi nasıl uyuyacağını bilmiyor? ee anne de bilmiyor nasıl uyutacağınıJ Buyur burdan yak. 
Deneme yamulma yaptıkJ ilk gün yaklaşık 10 ayrı kitap okudum; masal anlattım; kucağımda gezdireyim dedim ı ıh! hiçbiri olmadı. Bu çocuk bir daha hiç uyumayacak heralde korkusuna kapıldım. Neyse gece 11.30’da sızdı. Yanıma öylece yattı, yüzü bana  dönük. Kendi kendine uykuya daldı.
İkinci gün; bu sefer ninni söyledim, kucağıma yatırıp sırtını sıvazlayayım dedim. Yok! benimle tensel temastan kaçtı sürekli. Çok içim acıdı. Küsmüş gibiydi. Neyse eline bir araba verdim. (Pek de iyi yapmamışım 9  gibi gözlerinden uyku akan çocuk, yatakta araba oynamaya başladı. İyice ayıldı.) Neyse 10.30da elinde araba sızdı sonunda.
Üçüncü gün farkettim ki ben bu uykuyu çok dert edip, çocuğa baskı yapıyorum her akşam. Hadi -uyu artık annecim, neden uyumuyorsun?? Dırdırdır.. Taktik değiştirdimJ Yumuşak moda geçtim.  -annecim uykun geldiğinde odamıza gidelim tamam mı dedim. –bu kadın da kim? Der gibi baktı banaJ Ve gerçekten  -anne yuyos! Dedi yarım saat sonra ve beni peşine takıp odaya götürdü.
Yan yana yatağımıza yattık. 2-3 kez indi yataktan ve kaçtı salona gitti. Hiçbir şey demedim. Ben seni burda bekliyorum annecim dedim sadece. Tekrar geldi,  –Benim uykum geldi yatıyorum, sen de uykun gelince çık yanıma annecim dedim. Gitti, geldi, gitti geldi derken, uyumaya geldi bu sefer (?). Bu arada ben ninni, kitap yada herhangi bir ses istemediğini farkettim. Çünkü direk uyarılıyor oğlum, bebekken sallamayı da denemiştim hemen gözlerini fal taşı gibi açmış ve ayılmıştı. Uykusu da olsa pür dikkat kendini ya sese (ninniye) yada kitaptaki resimlere veriyor. Çocuğu iyi tanımak lazım.
Neyse yattı yanıma, ben de kapattım gözlerimi. 5 dak. İçinde uyudu.

6.aşama: 2 gündürse şöyle bir şey oluyor; oğlum -emdiği dönemde- her gece saat 12-1 arası uyanır ve hep o saatte meme emer öyle uykuya devam ederdi. Şimdi alışkanlık.. aynı saatte kalkıyor, kucağıma alıyorum pış pış yapayım diye. Meme vermiyorum diye bu sefer bir başlıyor ağlamaya gece yarısı**. Gözleri kapalı bir vaziyetteL içler acısı vallahi. Tüm ev ayakta ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Ama bugün şöyle bir şey deneyeceğim. 12’ye alarmını kurup, o 1 saatlik süreçte oğlumu gözlemleyip, sırtına pış pış yaparak uykuya devam etmesini sağlayacağım. Bunu da çözersem hiçbir sorunumuz kalmayacak uykuyla ilgili nihayetJ

Sonuç: 
Evet bu yöntem işe yaradı. 2 gece aynı şeyi yaptım. Uyanmadı ve artık hiç uyanmıyorJ Şimdi geldi gündüz uykularını da bu şekilde ayarlamaya. Şu an ablası uyutuyor gündüz ama ben hala ögle uykusuna yatıramıyorum. Memeyi bıraktık ya ana sorun çözüldü. Şimdi herşey daha kolay bana kesinlikle.
İkinci bebeğim içinse çok sinsi planlarım var. Uyku eğitimi, çiş eğitimi vs hepsini ilk hafta öğretip kökten çözmek gibi:D Şaka bir yana yine emzireceğim 2 yaşına kadar ama 2 yaşına 1-2 ay kala en geç memeden keseceğim. En geç 4.ayına kadar da uyku eğitimini vereceğim. Bu sayede zaten memeden kesmek de bu kadar zor olmayacak tahminim.

**EDIT 2.  (19.06.2012)
Kendi kendine geçti gece terörümüz cok şükür:)


*EDIT 1. (22.05.2012)
 1 hafta kadar gece yarısı kalkıp aglamaları olmadı. Ama sonra yine başladı. Az önce yazımı okuyup bana yol gösteren sevgili Zeynep ablacım dedi ki; bu anlattıgın 'night terror' (gece terörü). Bizde de olmuştu dedi. Okudum  çeşitli yerlerden. Evet bizimki de aynen bu:( nasıl geçireceğimiz konusunda daha detaylı araştıracağım.



Herkese önce sağlık diliyorum. İnanın gerisi boş.



annok

23 Nisan 2012 Pazartesi

Annok kimdir

1977 Şubat: Anne ve babam evlenmişler. Yer: Kilis
1980 Nisan: Yaşasın bir ablam oldu! pardon ben daha doğmamışım:(
1982 Şubat: Doğdum! :) İyi bi halt yemiş annemler demek ki..
1984 Temmuz: Bir erkek kardeşim oldu. Sırf oğlum ona benzesin diye doğdu sanırım:)
1989 Eylül: İlkokula başladım. Eğitim o zaman da şarttı.

2000 Eylül: Üniversiteyi kazandım. O dönemde milli piyangodan ikramiye kazanmak gibi bir şeydi. Çok kıymetliydi çok. Hem de 4 yıllık! vauuw:)
2004 Eylül: Üniversite hayatım bitti. Poff... Keşke hiç bitmeseydi dedim de ne oldu (bknz. 2008 haziran)
2005 Kasım: İlk işime girdim! hayırlı olsun:) Borsacı olacaktım güya:)

2007 Ocak: İstanbul'a taşındım. Bu trafik de neyin nesi aa dostlar?
2008 Şubat: Evlendiiim!  Gelinlik giymek ne müthiş bir şeydi. Bir daha giyemiyor muyuz?
2008 Haziran: Duramadım master'a başladım..
2009 Nisan: Dünyalar tatlısı bir bebişim olacağını öğrendim! Üniversite tozu da yuttu miniğim, daha anne karnındayken:)
2009 Haziran: Her güzel şey gibi master da bitti ama artık hamileyim zaten master bitsindi!
2009 Temmuz: Başlarım böyle işe! dedim ve işten ayrıldım:) (hayatımdaki en doğru kararlardan biri)
2010 Ocak: Oğlum doğduee bu muhteşem hamileliğin de bir sonu olmalıydı:D

2011 Ocak: Oğlum taam 1 yaşında! ah yürüdü yürümedi ama babası 1 yaşında yürümüştü? :)))
2012 Ocak: Efe büyüyor artık 2 yaşında:) oh my god.. bu 'terrible two' da neyin nesi?!
2012 Mart: Teyze oldum! Miniş yeğenim aynı bana benziyor (bknz. yukarıdaki resmim). Allah ablama güç versin ne diyim.
2012 Mayıs: Neee hamile miyim? Bi daha?:) Hem de 2 aylık. Pess
2012 Kasım: Amanın bu pembiş benim kızım mı? Allahım sana şükürler olsun.
2013 Aralık: 3.bebişim (korkmayın hemen!), www.lulutata.com doğdu:)
...- Devam: Hani cv'lerde yazarlar ya 'DEVAM', aynından. 

Allah sağlık versin oğluma (Efe'me), bebeğime (Cemre'me), eşime (Eren'ime); aileme. Amin. 

annok

Not: Neden 'annok'? Anasayfada yazıyor.


Sosyal medyada var olmanın dayanılmaz ağırlığı

Pek çoğumuz için sosyal medyaya giriş, şüphesiz Facebook’la başlamıştır. Sadece tanıdığımız insanlarla arkadaş olmaktan ibaret olan, da...