11 Şubat 2013 Pazartesi

Anı-2 (Kader)


Tüm ortaokul ve lise hayatım boyunca psikolog olmak istemiştim. Ayşe Kulin’in bir kitabı vardı;
‘Adı: Aylin’. Daha da körüklemişti bu isteğimi. Hayal miydi ideal miydi hala bilmiyorumJ

Lise son sınıftayken, herkes gibi, hem okula hem dersaneye gidiyordum. Eve gelmem 9-10’u buluyordu. Buz gibi havalarda gelmek bilmiyordu bizim semtin otobüsleri. Hala hafızamdan silinmez o kırmızı otobüslerin üzerinde yazan ‘kardeşler-kurtini’ tabelası. Tanıdık birini görmüşüm gibi heyecanladırırdı beni.

Kardeşlerimin içinde sadece ben, ortaokul dönemimde (4 yıl), koleje gitmiştim. Kader… Ben tam ortaokula başlayacağım zaman, babamım bir arkadaşı -illa buraya gönder çocuğunu İngilizce öğrenir, deyip durmuş ve bu da bana kısmet olmuştu.

Lisede ise, kendi isteğimle, devlet okuluna geçmek istemiştim, çünkü arkadaşlarımın çoğu devlet okuluna geçmişti. Birkaç sene sonra ablam ÖSYS’ye girmiş ve sadece özel üniversiteleri tutacak kadar puan almıştı. Hazır ben de özel’de okumuyorken, bu sefer ablama kısmet oldu özel üniversiteye gitmek. Şehir dışında okumasıyla özel’de okuması aynı hesaba çıkar diye düşünmüştü babam.

Neyse. 2 sene sonra benim ÖSS vaktim geldi (ÖSYS artık ÖSS olmuştuJ). ÖSS sınavına aylar kala, babam ne yazık ki beni bir daha dersaneye gönderemeyeceğini söyledi. Gözdağı veriyor sandım:) Yok değildi. Neresi tutarsa tutsun, gidecektim okumaya. Ablam özel’de olduğu için, ben 2.kez dersaneye gidemeyecektim. Ama bunu hiç mesele de etmedim. Eminim, bir kez bile söylesem, ne yapar eder gönderirdi tekrar dersaneye.

ÖSS sınav sonuçları açıklanmış ve benden yaşça büyük kuzenimle tercih yapıyorduk. Ben psikoloji istediğimi söylemiştim. Kendisi o dönem herkesin de hemfikir olduğu ‘-işletme oku sen, onda çok gelecek(paraJ) var!’ furyasındandı. Ankara’daki tüm devlet üniversitelerinin sosyoloji ve psikoloji bölümlerine puanım yettiği halde, ‘o mesleklerde para yok’ diye sadece ‘işletme’ bölümü tercihleri hazırladık. Tesadüf bu ya? Mersin Üniversitesi- İşletme bölümünü kazandım. Kuzen sayesinde şimdi para içinde yüzüyorumJ

Üniversite 2.sınıfa başlayacaktım öğrendik ki, babamın hastalığı yeniden nüksetmiş. Halbuki savaşıyordu 1,5 senedir ve yenmişti kanseri. Yani biz öyle biliyorduk. Durum 2:1 olmuş meğer, kanser lehine, haberimiz yokmuş..

Tedavi masrafları ve hergün gidip gelinen kemoterapi, radyoterapi seansları derken, ablamın üniversite taksitlerini ödeyemez olmuştu babam. Önce ablam okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Bu sebep olmuştu belki de hastalığın ilerlemesine, cok üzülmüştü.. Kim isterdi ki çocuğunun öğreniminin yarıda kalmasını. Ama babam iyileşecek sanıyorduk tabi, sadece o dönem manen ve madden biraz sıkıntıdaydık hepsi buydu. Tekrar dönecekti ablam da okuluna. Cok küçüktük… kardeşim 16, ben 18, ablam 20 yaşındaydı.

Hastaneye yatırdık babamı. Hastanede tedavi görecek ve çıkacaktı. Ben bu sırada üniversiteme gidip hocalarımla konuştum tek tek.. O yıl üniversiteye devam edemeyeceğimi ama en azından sınavlara girmek istediğimi ve devamsızlıktan bırakmamalarını rica ettim. Çoğu ‘tamam’ derken. Bir hoca -beni ilgilendirmez, derslere girmezsen kalırsın!.. demiş, bir geçmiş olsun bile dememişti. Hiç unutamam o ses tonunu ve  o surat ifadesini.

Neyse ertesi gün babamı kaybettim. Dolayısıyla okulda devam sorunum hiç olmadı.2 hafta sonra okula geri döndüm.

Kader..

Tercihlerimi 1 gece önceden değiştirip Mersin’i yazmam kadermiş... Çünkü orda bir kızla tanıştım. Mavi bir montu, acık kumral uzun küt sacları, hala lisede okur edasıyla gezinen, Mersin’li bir kızcağız.. Samimi olduk bir süre sonra. Adı: Dila imiş.. J

Arkadaslık, dostluk, kankalık ve kapkalık (*bu aramızda) derken, kardeş gibi olduk. Günlerden birgün tesadüfen, onun kuzeniyle tanıştım. Adı Eren miydi neydi hatırlayamadım şimdi:P

Kader bu ya. Arkadas olduk bu kuzen çocukla. Sonra sevgili olduk.. Nişanlandık.. Evlendik..  Bir çocuk derken ikincisi, ikincisi  derken üçünc…. :P

Nerden esti de yazdım bilmiyorum. Ama devamını yazacagım......



Dipnot: Kader'ciğim ama falcı değilim. 
Başka karikatür bulamadım konuya ilişkin=)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sosyal medyada var olmanın dayanılmaz ağırlığı

Pek çoğumuz için sosyal medyaya giriş, şüphesiz Facebook’la başlamıştır. Sadece tanıdığımız insanlarla arkadaş olmaktan ibaret olan, da...