Kayıtlar

Mart, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ağız, el ve ayak hastalığı

Resim
Efe'nin ayagındaki kızarıklıklar Vikipedi 'den Alıntıdır; ''El, ayak, ağız hastalığı , picornaviridae ailesinden barsak virüslerinin neden olduğu ve insanlarda görülen bir hastalıktır. En sık neden olan virüsler coxsackie A virüs ve enterovirus 71 (EV-71) 'dir. Hastalık genellikle bebek ve çocukları etkiler ve oldukça yaygındır. Orta derecede bulaşıcıdır ve mukus, salya ya da hasta bir kişinin dışkısı ile doğrudan temas yoluyla yayılır. Tipik olarak, genellikle yaz ve sonbahar aylarında, anaokulu veya kreşlerde küçük salgınlara yol açar. Olağan kuluçka süresi 3-7 gündür. Erişkinlerde daha az görülür, ancak immün yetmezlikli olanlar hastalığa karşı çok hassastırlar. Semptomlar: Ateş ,  Baş ağrısı ,  Kusma ,  Halsizlik ,  Kırıklık ,  Kulak ağrısı,  Boğaz ağrısı Ağız burun veya yüzde ağrılı lezyonlar , ülserler , vezikül veya püstüller Vücut döküntüleri ; avuç içi, ayak tabanı, ağız içi ve bazen dudaklarda görülen daha s...

Kreş hastalıkları ve korunma yolları (?)

Resim
Evet ne yazık ki kreşe başlamamızın daha 1. ayında böyle bir yazı yazacak tecrübeye sahip oldum:( Öncelikle hasta olan cocugunuzu asla kreşe göndermeyin! diğer cocuklara bulaşmasın diye değil, kendi cocugunuz toparlanabilsin diye. Zira antibiyotik kullandıgımız halde, grip sebebiyle, 3.gün kreşe gidebileceğimizi söyledi doktorun biri, biz de kreşe gittik. Cocuk bu sefer de başka bir virüs kaptı! Çocugun bağışıklığı zaten zayıflamış üzerine bir virüs daha alınca hastanelik olduk. Kreşte cok yoruluyorsa, aynı gün ikinci bir aktiviteden kaçının! kreş sonrası park, gezme tozma, AVM oyun alanları vs. Çok yorgun olunca yine hastalıklara cok acık oluyorlar. Eger cocugunuz öğle uykusunu bırakmadıysa -ki bizimki neyazık ki bıraktı- okuldan sonra mutlaka 10 dakİka da olsa uyumasına izin verin . Dinlenmek bagısıklık sistemlerinin guclenmesi için şart. Bol bol portakal, mandalina, kivi gibi C vitamini içeren meyve sebze yesinler. Eğer bunları yemiyorlarsa elma, muz, armut her türlü ...

Şükretmeyi bilmek..

Resim
Cocuklugumda her gece yatmadan once, yatakta oturur ellerimi tavana dogru acar ve dua ederdim. -Allahim verdigin her sey icin sana sukurler olsun. Sagligimiz yerinde, yedigimiz onumuzde yemedigimiz arkamizda. Daha ne olsun? Tesekkurler allahim, der amin yapardim iki elimi yuzume goturmek suretiyle:) Bazen yataga yattiktan sonra dua etmedigimi hatirlardim, cok uykulu olsam da mutlaka kalkar ayni rituelle duami ederdim:) Yillar gecti buyudum, artik ellerimi gokyuzune acmadan da, her an sukredebilecegimi kesfettim:p aklima her geldiginde, -allahim sana sukurler olsun diyordum. Ta ki ikinci kez hamile kalana ve bebegimi dogurana dek... O kadar yorucu ve zor gunler geciriyordum ki anlatmakla bitmez. Bunun en buyuk sebebi de devamli ilgi isteyen buyuk oglum ve tahammulumu zorlayan sey de kardesine karsi icinde bulundugu agresif tavirlar, kiskancliklar... Her gecen gun sanki daha da artiyordu. Uzerine, 1 senedir ogluma ablalik yapan bakici ablasi da gitmisti. Hersey daha da zor...

Sanal günlük- İlk İnternet

Resim
Eskiden yani bizim çocukluğumuzda internet yeni yeni hayatımıza girmişti. Telefonun kablosunu çıkarıp bilgisayara takmak suretiyle, çevirmeli ağdan internete bağlanabiliyor, Mirc (ilk chat programlarından) sayesinde tanımadığımız insanlarla yazışıyorduk falan J Çevirmeli ağ ile ‘dıt dıt dıııııt dırıdırıdırı dııııt!’ sesini dakikalarca dinlerdik. Bağlanmadım mı bağlanmazdı bir türlü bu meret. Sinir ederdi. Bağlandı mı da, bir yazardı ki J Ay sonu fatura geldiğinde normalde ödediğimizin 3-4 katı fatura ödediğimiz olurdu. Evde kıyamet kopardı=) Harçlıklarımızla, babama çaktırmadan ödediğimiz, çok oldu telefon faturalarını J Neyse Mirc’le atıldık bu işe usta vesselam J O zaman araştırma yapmak, gazete okumak vs için bağlanıldığından bihaberdik internete. Sadece arkadaş bulmak için zannediyorduk. Dünyada ne cok yalnız insan varmış diye düşünüyorduk:P Ama klavyemin bu kadar hızlı olmasının arkasında bu yazışmalar yatar J Yabancı arkadaşlar sayesinde de İngilizce yazış...

Haftanın günleri (çekiliş var!)

Resim
Cogu konuda değişikliği severim.  Örneğin; TV bir günsalonun girişindeyken 3-5 ay sonra tam karşıdadır.  Bir 3-5 ay sonra yine eskiyerine gelmiştir falan filan.  Bu türdeğişiklikler enerji verir bana.  Sanki yeni bir oturma grubu almış veya yenibir eve taşınmışım gibi hisseder, yenilenirim. Sıkılırım çoğu zaman tekdüzelikten. Biraz da çatlak olduğumsöylenir, enteresan fikirlerim vardır çatlaklığımı tescilleyen J Her hafta aynı başlar,aynı biter….  Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar…. Biraz heyecan katsaydık keşke bu işe diye düşünürüm; Mesela haftanin ilk gunu, bir çekiliş yapılsa (tüm dünya içingeçerli olacak).  Her pazartesi, haftanın günleri yeniden belirlense; -Evet sayın seyirciler haftanın ilk günü çekiliyor:  veveeeee Perşembe!!  Ertesi gün (haftanın 1. günü) perşembeden başlasa,  2. Gün Cuma,3.gün cumartesi,  4.gün Pazar, 5.günpazartesi, 6.gün Salı, 7.gün Çarşamba J ...

Gün gün kreş gelişmeleri

Resim
Efe 3 yaşında. Ve kreşe başladı!! (04.03.2013) 1.GÜN Şu an oyun salonunun girisinde bir sandalyede oturuyorum:) Efe ogretmeniyle içeride oynuyor. Ben yanina gitmiyorum. Kendisi bana birsey gostermek isterse, yanima geliyor. Bu arada henuz diger arkadaslari yok. Cocuk once ortama ve ogretmenine alissin diye, herseyi cok agirdan aliyorlar.  Tam bir yumusak gecis... Super! Birkac gun sonra ben karsi odaya gececegim ve Efe isterse beni orada yoklayacak. Sonra ben bir 'markete gidip gelecegim', sonra da insallah ben eve donecegim ve Efe'yi kresten almaya gelecegim sadece.... Şaka gibi geliyor su an:) Oğlum büyümüş şaka maka:) 2.GÜN Efe önce oyun salonuna gitti ve ögretmeniyle oynamaya basladı. Ben karsı odadaydım bu sefer. Ögretmeni bir süre sonra onu yukarı sınıfa cıkardı. 40 dk kadar beni hiç aramadan oynadı.40.dakkada yukarıdan '-anne annee!!' diye bir isyaaaaan geldi:) Bu sırada ben eşime whatssup'tan '-bak beni sormuyor görüyor m...

Efe kreşe başladi!

Resim
Hem vallahi hem billahi kreşten yaziyorum:) Henuz 15 dk olmasina ragmen, Efe ogretmeniyle oynuyor ve beni sormuyor bile:) Kızım dogduktan sonra kreşe gönderme konusunda acele etmemiz yanlış olacaktı. Hem bizim hem de pedagogumuzun önerisi bu şekilde idi. Hem 'bebek geldi, beni gönderdiler' psikolojisi oluşabilirdi hem de kreşten eve hastalık getirecekti,  daha 4 aylık olan kızımı riske atmak olmazdı. Pedagogumuzun ve cocuk doktorumuzun önerisi oğlumu nisan-mayıs gibi kreşe göndermem yönündeydi. Hem kızım biraz büyümüş olacak hem de kış hastalıkları bitmiş ve bahar gelmiş olacaktı. Bu arada evde Efe'nin kıskanclıkları, kardeşine ve bize olan agresif tavırları, en cok da Cemre'ye şiddet uygulaması canımıza tak etmiş, nisan ayını iple cekiyorduk. Yaz ayının gelmek bilmedigi gibi, bizim için hayat meyat meselesi olan, bahar da bir türlü gelmek bilmiyordu:) Güneşli havalarda kendimi şöööyle bir dışarı atasım gelir benim:) (Ne demiş şair; BENİ BU GÜZEL HAVALAR MAHV...